YAZILAR

İKLİM KRİZİ

11 Ocak 2020 Cumartesi

İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi Haber Dergisinde Ocak 2020 tarihinde yayınlanmıştır. 

Grönland'daki bir buzul 15 yılda 100 metre inceldi… Avustralya aylardır yanıyor…Venedik’te son 53 yılın en büyük su baskını, bir milyon hayvan ve bitki türü yok olma tehlikesi ile karşı karşıya…Yanıyor, yıkılıyor, yok oluyor… Nedeni ‘iklim krizi’.

Normalden fazla meydana gelen iklim hareketleri dünyanın genelini etkiliyor. Yapılan araştırmalar dünya sıcaklık ortalamalarının bugüne kadar geri dönülemez bir şekilde 1ºC arttığını gösteriyor. Çok küçük görünen bu sıcaklık artışı bile kasırgaların, sel felaketlerinin oluşmasına, denizlerin yükselmesine neden oluyor.  İnsan kaynaklı küresel ısınmanın dünya sistemlerini (karbon, su, nitrojen, fosfor, sülfür döngüsü gibi gezegenin doğal döngülerini) bozduğuna ve böyle devam ederse dünyanın yaşanabilecek bir yer olmaktan çıkacağına dair kanıtlar ise ortada.

Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) kısa ve uzun vadeli riskleri tespit etmek üzere hazırladığı Küresel Riskler Raporu 2020, 10 yıllık geçmişinde ilk kez, en önemli 5 uzun vadeli küresel risk ‘çevre’ başlığına odaklandı. ‘Aşırı hava olayları’, ‘iklim değişikliğiyle mücadele ve uyumdaki başarısızlık’, ‘doğal afetler’, ‘biyolojik çeşitlilik kaybı ve ekosistem tahribatı’ ve ‘insan kaynaklı çevresel zarar ve afetler’ gelecek 10 yılda gerçekleşme olasılığı en yüksek 5 risk olarak öne çıktı. Ayrıca Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın 13. Maddesi İklim Eylemine, sorunlara ve çözümlere dikkat çekiyor.

Sorun ortada. Çözüm ise yine sorunu yaratan ‘insan’da. 16 yaşındaki genç iklim aktivisti Greta Thunberg’in bütün dünyaya mesaj veren mücadelesi gösteriyor ki; bireysel olarak ve özel sektörün, sivil toplumun aktif katılımıyla hükümetlerarası, hükümetler üstü, akılcı, yenilikçi, çözüm odaklı önlemler ve araçlar geliştirmek mümkün. Mücadele ederken aynı zamanda iklim değişikliğine uyum sağlamak da mümkün. Güney Kore artan hava sıcaklığına uyum sağlayan ve daha önce burada yetişmeyen papaya, hindistan cevizi vb gibi ürünler ekmeye başladı. Paris İklim değişikliği anlaşması ile ekonomik açıdan güçlü ülkeler daha yetersiz ülkelere ‘iklim finansmanı’ sağlamayı kabul etti.

Birleşmiş Milletler İklim Eylem Zirvesi’nde ise devlet liderleri ve özel sektör temsilcileri iklim eylemi hakkında önemli açıklamalar yaptılar.  66 ülke sıfır emisyon hedefi üzerinde çalışıyor. 59 ülke ise iklim planlarını kesin olarak 2020 sonuna kadar açıklayacak. Bu listede Hindistan, Çin ile AB de bulunuyor.

Bu önemli konuda; bütün dünya birlikte hareket etmek için çalışmalar sürdürürken, ülkemizde de dünya ile uyumlu somut sonuçları olabilecek sürdürülebilir çalışmaların planlanması ve hayata geçirilmesi oldukça önemli.

Bireysel olarak bizler de beslenme, seyahat etme alışkanlıklarımızı değiştirerek, üretim ürünlerinde düşük karbon talebinde bulunarak, evlerde yalıtım sistemini güçlendirerek, karbon ayak izimizi azaltarak ve ekolojik ayak izimizi arttırarak, en önemlisi yaşam biçimlerimizde, alışkanlıklarımızda yapabileceğimiz ufak tefek pek çok değişiklik ile iklim krizi ile mücadeleye katkı sağlayabiliriz.

Bütün önlemleri ‘dünya ile birlikte’ ülke olarak bir an önce almak zorundayız. Aksi takdirde yaşamamız için gerekli olan su, gıda vb gibi en temel unsurları kaybettiğimiz gibi milyarlarca dolarlık ekonomik kayıp yaşama tehlikesi ile karşı karşıya kalma riskimiz artıyor. İçinde yaşadığımız çevrenin doğal yapısını bozduğumuz her an, yeni ve daha büyük bir bedel ödüyoruz.

Şimdi; hem bireysel hem de toplumsal olarak dünyanın ve insanlığın geleceğini etkileyecek ‘iklim krizi’ ile ilgili daha çok bilgi edinme ve mücadele etme zamanı. Çünkü; geleceğimizi tehdit eden iklim değişikliği ile mücadele ederek ‘sürdürülebilir bir dünya’ yaratmamız mümkün.

Raporun tamamı için: http://www3.weforum.org/docs/WEF_Global_Risk_Report_2020.pdf

İAOSB Haber Dergisi için: 

http://www.iaosb.org.tr/edergi/2020/ocak/

HABERLER