YAZILAR

GELECEĞİN ANAHTARI : YENİLENEBİLİR ENERJİ

3 Ekim 2020 Cumartesi

İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi Haber Dergisi 178. Sayısında Yayınlanmıştır.  

Dünya değişiyor, nüfus artışı, şehirleşme, teknolojik gelişme ile birlikte hayatımızın odak noktasında yer alan enerjiye günden güne daha fazla ihtiyaç duyuyoruz. Bir yanda enerji ihtiyacının artması diğer yanda buna paralel olarak günden güne yükselen çevre sorunları karşısında enerji-çevre ve ekolojik bozulma ilişkisi daha çok dikkat çekiyor.

Hava kirliliği, sera gazı salınımları, kazalar olmak üzere bütün enerji kaynaklarının pek çok zararı olduğunu artık bütün insanlık biliyor. Bunlar arasında ölüm oranı en yüksek ve korkunç zararlar veren fosil yakıtları yerine insan ve çevre sağlığı için yenilenebilir enerji kaynakları seçilebilir.

Yenilenebilir enerji kaynakları; hava emisyonları, atıkların azlığı, çevrenin korunmasına katkısı nedeni ile yararlı olmakla birlikte, kurulumları sırasında oluşabilecek hasarları önlemek adına, son teknolojinin kullanılması ve doğal dengenin korunması, atıkların azaltılması, bitki ve hayvanlara zarar verilmeyen alanlar seçilmesi oldukça önemlidir.

Bütün dünyanın geleceğini etkileyecek çevre sorunlarının çözümü yüksek finansal yatırıma rağmen çevre dostu, yenilenebilir enerji kaynakları olabilir. Geldiğimiz noktada; iklim krizi ile mücadele etmek ve önüne geçmek isteyen hükümetlerin ve bunu destekleyen şirketlerin enerji politikalarını, üretim politikalarını yeniden gözden geçirmesi ve ekolojik döngülerle kısa sürede yerine konulabilen Jeotermal Enerji, Rüzgar Enerjisi, Güneş Enerjisi, Su Enerjisi, Hidrojen Enerjisi ve Biyokütle Enerjisi gibi kaynaklara daha fazla yönelmesi kaçınılmazdır.

2019 yılı Aralık ayında yayınlanan Uluslararası Enerji Ajansı “Yenilenebilir Enerji 2019 Raporu” aşağıdaki başlıklara dikkat çekiyor.

  • Kurumsal elektrik alım anlaşmaları artıyor,
  • AB ve Çin, yenilenebilir enerjideki tahminlerin yukarı yönde revizyonunda başı çekiyor,
  • Yarışmalar rüzgar ve güneş fiyatlarını hızla aşağı çekiyor,
  • Türkiye yenilenebilir enerji kapasite büyümesinde dünyada 12. sırada,
  • Türkiye hidroelektrikten güneş ve rüzgara geçiş yapıyor,
  • Ticari ve endüstriyel sistemler dağıtık güneş enerjisi büyümesinin ana dinamosu,
  • Kamu politikalarının dağıtık enerji sistem büyümesinde etkisi büyük,
  • Yenilenebilirde daha hızlı büyüme mümkün.

Yenilenebilir Enerji 2019 Raporu’na göre yenilenebilir enerji kapasitesi tüm dünyada önümüzdeki beş yıl içerisinde %50 oranında artacak.

Ancak, son yıllarda artan yenilenebilir enerji yatırımları günümüzde yaşanan COVID-19 salgını nedenli ile son yirmi yılın en düşüş oranını gösterdi. Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) Yenilenebilir Enerji Piyasası Güncellemesi Raporu’na göre, tedarik zincirindeki aksamalar, karantina önlemleri ve sosyal mesafe kuralları yenilenebilir enerji yatırımlarını etkiledi. Rapor bir önceki yıla göre yatırımın %13 azalarak 167 gigavat olması beklendiğini, buna rağmen dünyadaki toplam yenilenebilir enerji kapasitesi bu yıl %6 büyüyerek 2860 gigavat olacağını belirtiyor.

Karbon emisyonlarını azaltan yenilenebilir enerji yatırımları aynı zamanda geniş istihdam alanları da sunuyor. Bu kapsamda İspanya, Çin ve pek çok ülke yenilenebilir enerji projelerine yatırımlarını arttırırken Financial Times tarafından yayımlanan fDi Magazine tarafından açıklanan “2020 Yılı Avrupa’da Yenilenebilir Enerji Yatırım Bölgeleri” araştırmasına göre Türkiye, temiz enerji alanında 19 doğrudan yabancı yatırım projesiyle “Yenilenebilir Enerjide En Çok Yabancı Yatırım Çeken Ülkeler” listesinde Avrupa’da 7. sırada yer aldı.

Küresel iklim kriziyle mücadelede maliyetleri düşmeye başlayan yenilenebilir enerji geleceğin anahtarı olabilir. Aynı zamanda, hem istenen yüksek standartlarda bir yaşam, diğer yanda yeteri kadar sürdürülebilir enerji kaynağına sahip olmak, hem de bu kaynakların sağlığı ve çevreyi tehdit etmemesi mümkün olabilir mi? İnsan eli ile yaratırken yıktığımız ve yok ettiğimiz dünyamızda kişi başına düşen enerji miktarı yıldan yıla artarken acaba dengeyi sağlayabilir miyiz? Bu dengeyi sağlamak için yenilenebilir enerji kaynaklarına ciddi boyuttaki finansal yatırım yapılabilir mi? Bu yatırımı farklı ülkelerden yabancı yatırımcılar ile mi gerçekleştirmek yoksa ulusal şirketlerin finans kaynağı sağlaması mı tercih edilmeli? İklim krizi ile mücadelede gerçekten tamamen yenilenebilir enerjiye geçiş yapmak mümkün mü?    

Enerji İzleme Grubu (Energy Watch Group, EWG) ve LUT Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen bir çalışmada ilk defa negatif emisyon teknolojileri üzerine inşa edilmemiş, uygun maliyetli, tüm sektörleri kapsayan, teknoloji yönünden zengin %100 yenilenebilir enerjiye dayalı bir 1,5°C senaryosu ana hatlarıyla ortaya koyuldu.

Bilimsel modelleme çalışması elektrik, ısınma, ulaşım ve desalinizasyon (tatlı su üretimi için deniz suyunun tuzdan arındırılması) sektörlerinde 2050 yılına kadar toplam küresel enerji dönüşümünü simüle etti.

14 bilim insanından oluşan ekibin teknik ve finansal modellemeleri, dört buçuk yıl süren araştırma ve veri toplama sürecine dayanıyor. Analiz, %100 yenilenebilir enerjiye dayanan enerji dönüşümünün, mevcut fosil yakıt ve nükleer enerjiye dayalı sisteme kıyasla daha uygun maliyetli olduğunu ve enerji sektörünün sera gazı emisyonlarının 2050'den önce bile sıfırlanabileceğini kanıtlıyor. (Raporun tamamı için : http://energywatchgroup.org/wp-content/uploads/EWG_LUT_100RE_All_Sectors_Global_Report_2019.pdf )

İnsan eli ile kirlettiğimiz çevreyi yenilenebilir enerji kaynakları ile durdurabilecek miyiz? Tam bir dönüşümü sağlamak ne zaman ve nasıl mümkün olacak?

https://energywatchgroup.org/

http://energyatlas.iea.org/#!/tellmap/1378539487

İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi Haber Dergisi İçin : http://www.iaosb.org.tr/haberdergileri

HABERLER